14 Mart 2012

Çocukluğum Anlat ...


Eskiden altın şeklinde çikolatalar vardı. Ne çok severdim. Hatta bakkal amcadan çalardım hep. Gerçi ben çalarken o zaten hesaba yazarmış, annemde ödermiş sonra ama olsun...

Çocukken hatalar bile masumdu değil mi? İçinde kötü niyet yoktu hiç. Öğrenmeye aç olduğumuzdan mı o kadar mütevaziydik? Çocukken daha hesapsız olduğundan mı gerçekti sevgilerimiz? Karasız değildik, nasıl mutluysak öyleydik, nerede mutluysak ordaydık. Yani en doğru kararı veriyorduk çocukken. Nerede çocukluğumuzdaki, çocukça ama en doğru kalan mantığımız. Nerede duvarların, soruların içine değil kalbimizin içinde tuttuğumuz mantığımız... Şimdi ise sanki bir savaş aleti gibi, en çok kurşunu da kendimize isabet ettirdiğimiz. Kullanmayı bilmediğimiz kalbimiz ve mantığımızla olgunuz artık. Ama mutlu muyuz ?

Biraz çocukluk kalsın içimizde. Biraz sevgi,biraz özlem, biraz hatırlayalım acılar çekilmek için, bir oyuncağımız kırıldığında acımız geçmezdi hemen, kalırdı aklımızda, bilirdik değer vermeyi, unutmazdık hemen...  Atmazdık, saklardık yamalı da olsa... Şimdi oyuncakları değil de neleri harcıyoruz çabucak, neleri unutuyoruz, marifet sanıyor, güç sanıyoruz, övünüyoruz.

Övünün o zaman, harcadığınız, öylece bıraktığınızın aslında sizin mutluluğunuz olduğunu anlayana kadar övünün.

Tek başımıza yemektense şekerleri, arkadaşlarımızla paylaşmak mutluluk verirdi. Yoksa ne oyunun tadı olurdu ne de şekerlerin. Paylaştıkça arttığını bilirdik mutlulukların. Gerçek mutluluk oydu. Güzel bir yerde, güzel bir aktivite yapman değildi önemli olan, gerçek sevgi sadece biri yanında diye mutlu olabilmendi. Bir gülücük yeterdi işte...

Benim içimde hep o çocuk, ama tutamıyorum bende kaçıyor bazen. Bazen anlayamıyor. Tamamen gitmedi ama egomu,sabırsızlığımı,gücümü görünce korkuyor, biliyorum. Bazen çocukluğumuzdaki olgunluğumuz gelip biraz nasihat etsin istiyorum bize...

Çocukluğum, bana mutluluğu anlat
Sevgiyi, doğruyu, aşkı, dostluğu, gerçeği anlat ...



6 Mart 2012

Sen Nasıl Öğrendin...

Sen nasıl öğrendin unutmayı?
Sevmeyi kimden öğrendin?
Üzülmeyi nerden,
Gitmeyi ?

Ben unutmayı birinin gidişiyle öğrendim,
Sevmeyi herkesten biraz öğrendim,
Üzülmeyi, kontrol altında tutmak zorunda olduğumda öğrendim
ama hala tam ezberleyemedim.
Gitmeyi o kadar iyi öğrenmişim ki
kimden öğrendiğimi bile unuttum belki...

Ama en sonunda şunu öğrendim,
dün doğru dediğim şeyler bugün yanlış oldu,
yanlış dediklerimse doğru
Sevgi öyle göründüğü gibi değil,
hissedildiği gibiymiş
Gitmek cesaret değil,korkaklık imiş bazen
Üzülmenin hakkını vermeyince, hep hakkını arar öylece dururmuş içinde...

Hiç kimse ne diyecek diye,
Gurum diye,
O, bu, bahanelerle yaşanmızmış.
Tek gerçek senin içindekiymiş.
Bazen kötü gözüken birşey aslında hiçte kötü değilmiş,
bu yüzden sadece kalbini dinlemek yetermiş.

Hayatını birçok kişiyle paylaşır
ama kalbini paylaşamazmışsın ...
Kararlarını ise sadece o an mutlu olmak için almalıymışsın.

Sen mutlu olmayı nasıl öğrendin
kendinden öğrenmediysen,
kendi kalbinden dinlemediysen mutluluğu
yanlış öğrenmişsin.