29 Şubat 2012

İlk defa


En son tek başıma olmadan ne zaman ağladım,
hatırlayamadım...
En son ne zaman üzüldüm giderken...
Her şey güzelken gitmek oyun gibiydi,
şimdi de büyük bir kalkan gibi tutmak istedim ama
bu kadar ağır olduğunu tahmin edemedim.
İlk defa kendimi ufak bir kız çocuğu gibi hissettim,
İlk defa özledim bir şeyi,
ilk defa göz yaşlarıma değmeyecek kadar kaldıramadım kalkanlarımı,
İlk defa bir şeye ait olmak istedim.

Bir de baktım ki sen örmüşsün bahanelerle dolu bir kalkan 
Aslında sevgi hiç bir şeyin onu etkileyemeceği kadar değerli
Yarın öleceğini bilsen bugün ne yapardın, aslında bu kadar kolay karar almak

Hala biraz ben'im
Ondan
Yine de,bana ziyan et dersen şimdi,
Ederim...


26 Şubat 2012

Katilim Benim


Ben ağlayacağım zaman yazarım genellikle
Bazen ağlayamayacak kadar üzgün olursun
Konuşamayacak kadar fazladır söyleyeceklerin
Anlatılamayacak kadar karmaşık
Aslında kötü göründüğü kadar iyi bir şeydir içindeki
Bazen yazamayacak kadar kayıpsındır...
Ziyan edilmeyecek kadar güzeldir bilirsin
Yine de katiline yardım edersin
Ölmek için...

18 Şubat 2012

Canım Dedem'e

"Sana pul koleksiyonumu gösteriyim" cümlesi eski filmlerde hep fesatça kullanılmış olsa da, aslında güzel bir hobi. Canım dedeciğimin pul koleksiyonunu dün gibi hatırlıyorum, cımbız gibi bir şeyle alırdı pulları büyük bir sabırla dizerdi,defterine. O defterin özel bir adı var mıydı acaba ?? Eski insanlar hep sabır gerektiren şeyler yapmışlar ondan mı bu kadar mutlular acaba ? Mektuplaşmak diye bir şey varmış. Sevdiğin birine mektup yazar haftalar aylarca beklermişsin ,ne geleceği belli olmayan bir sözü,bir cevabı ... Sabretmek varmış eskiden. Sevmek varmış.



Pul aslında ya dedemin karakterinin bir parçasıydı yada unutmaması gereken bir  şeyleri hatırlatıyordu hep ona. Ben büyüdüm zaman akıp geçti, yapacak ne kadar çok şeyi olsa da, ne kadar gezse de, hiç aynı sayıda kalmadı o pullar. Hep arttı ... İçinde bir yaşanmışlığı taşıyan, uzaklara veya yakın uzaklıklara bin bir çeşit duygu taşıyan mektupların üzerine yapıştırılan pullar, bu kadar sabrı hak ediyordu.



 Tarih kitapları, gözlüğü,tavlası, ve tabiki biricik sevgilisi anneannem : )) vazgeçilmezleriydi. Tabiki sadece birini hiç bir şeye değişmezdi. Neyse konuya dönelim,Kaç pul var saymadım ama öyle yeni hobiler gibi hep yarım yamalak değil. Bir kere başlamış ve güzel hayatının sonuna kadar toplamış hepsini. Binlerce pul... 

Keşke burada olsaydın canım dedeciğim. Keşke hep sana anlatmadığım şeyleri bile hissedip bana en doğru yorumları yapsaydın, keşke hayatla ilgili, sağlıkla ilgili hep nasihat verseydin. Keşke aklım karıştığında sen olsaydın, yanlış yaptığımda,en mutlu anımı görseydin. Tamam kızım doğru yapıyorsun devam et deseydin, dur geri dön deseydin. En güzel örneğim, biricik dedeciğim. Seni çok seviyorum. Keşke hiç gitmeseydin...





14 Şubat 2012

Sözü Hayata Bırak...

O gün ölmek istersin ama hep başka bir gün ölürsün...
bazen içinden ne çıkacağı belirsiz bir cümle kurup çekilmek lazım
bazen o kadar karışıktır ki anlatmak istediğin
o kadar içindedir ki
aslında o kadar kötü ama o kadar da iyidir ki

düşünür, bilirsin
ama yazıya dökersen bambaşka bir anlam dökülür deftere
her yer rezil olur
halbuki ne güzel duruyordu
bu hale nasıl geldi dersin ...


bazen hiç bir şey demeden çekilmek lazım,
bazen zamana bıraktığında,
hayat öyle bir şey yapar ki anlatmak istediğini, senden güzel anlatır ...

bazen sözü hayata bırakmak lazım.


12 Şubat 2012

EVLİLİK


Sabah magazin programı izlerken 6 tane ayrılık haberi gördüm. Herkeste şiddetli geçimsizlikten anlaşarak yollarını ayırmaya karar vermiş. Evlilikler bu kadar kolay mıymış, başlaması basit olduğundan mı bitmesi de basit acaba...


Dedem bana nasihat ederken derdi ki, evlilik emek ister,özveri ve takat ister... Karşılıklı sabır ve saygı ister. "Neden böyle yaptın" yerine, " ben olsam böyle yapardım." demek gerek. Gitmek kolay, karşı tarafın hatalarını bulmakla uğraşacağına,ilk başta kendi hatalarını görmek gerek. Sen başka biri ile de olabilirsin ama bu egoyu bir kenara bırakıp, ona ait olduğunu bilmek gerek. Sevginin her şeyden kıymetli olduğunu, "hayat arkadaşı" kavramını iyi anlamak gerek. Her şey artık hızla tüketilirken, hayatının bu kavramın içinde olmadığını, tüketilecek değil, yaşanacak ve yaşandıkça güzelleşecek bir şey olduğunu anlamak gerek.


Aradığın şeyin ne olduğunu bilmen gerek, aradığın şeyin, içinde sevgi, güven, aşk, mutluluk ve huzur olması gerek. Bunlar varken başka her ne arıyorsan bil ki hepsi tüketilecek ve bitecek. İki kişinin yan yana oturduğunda, sadece yan yana olmalarının onlara yetmesi gerek. "İyi günde, kötü günde" sadece nikah memurunun lafı değil, senin içinde olması gerek. Hiç bir çıkar olmadan, hiç bir şey beklemeden sevmek gerek. Hayatınızdan maddi olan her şeyi çıkardığınızda, yine aynı sevgi,saygı ve mutlulukla yan yana olabilmek demek.

İşte o yüzden evlenirken, daha sonra hayatında olmasa da seni mutsuz etmeyecek şeyleri hesaba katmaman gerek. Katarsan eğer, yanlış bir hesap yapmış olursun bunu hiç unutmamak gerek.

Canım dedeciğim, anneannemle bu yüzden hayatının son nefesine kadar beraberdi. Her sevgililer gününde güller yollardı. Çünkü 80 yaşında olması anneannemin onun sevgilisi olduğunu değiştirmedi. Onlar bir hayatı paylaştı. Aynı değillerdi,kızarlardı birbirlerine, ama bilirlerdi ki sevgilerinin yanında çok küçüktü hepsi,her bahane, her kızgınlık... Bir insan sevgisi ile her şeyi değiştirirdi zaten. Dedem, anneanneme "birtanem" derdi aslında çok söylenen ama gerçek olmayanlar gibi değil, aslında hiç söylemese de "bu kadın bu adamın birtanesi" dedirtecek kadar bir taneydi. 


Dedem derdi ki, elma seçer gibi eş seçiyor yeni nesil. Bulmak değil önemli olan değer verdiğin insanla olabilmek ömür boyu. Ego'dan, inattan belki de feda ettin "hayat arkadaşım" diyebileceğin birini. Evliliğin anlamını bilmeden, doğru bir evlilik yapamazsın,derdi.


Daha "birtanem" derken, marifetmiş gibi bir tane olmadığını hissettiriyoruz,biz. Şarkılara katıyoruz hep "biri gelir biri gider" anlamlarını. En kolay olanı, başkasıyla olmayı hüner zannederken, elimizde olan en değerliyi harcıyoruz. Kaybetme korkusu olduğunda seviyoruz, gizem olunca merak ediyoruz. Yani sevgiyi bir kenara bırakıp işin oyun tarafında duruyoruz hep. Oyunlarsa öyle hayat gibi ciddi değil. Sonsuza kadar değil.

Ve illa "evlenmek" değil olay, biriyle hayat boyu beraber olmak istemek ... 
Evlenmek, büyümek,iş,askerlik sırasında bir zorunluluk değil,
yaşı yok,
günü yok,
çıkarı, beklentisi yok,
bir eylem değil, bir his evlilik...
her sabah güne onunla gözünü açmak istediğin bir an,
ve bunu hayatın boyunca mühürlemek ... evlilik.







9 Şubat 2012

CEVAP

Ne kadar basit her sorunun yanıtı
Sevgi hiç bir şeyin engelleyemeyeceği kadar büyük
Ortada her ne bahane varsa yalan

Sen de bil bunu;
bir insan her ne yollardan,her ne şekillerde hayır diyorsa, hayır
ne yollardan ne şekilllerde evet diyorsa ,evet aslında.

Zaman,hata,geçmiş,gelecek değil cevabı etkileyen
Sadece sevgi
Karşındakinde görmen gerekeni
sen sözlü olarak soruyorsun.

Ya yalan olanı duymak istediğinden
Ya da sonuna kadar sabrettiğinden
Ama cevap zaten orda

Bir şey olur veya olmaz...
Tüm sorular ve cevaplar da bunun içindedir aslında : )


Güçlü Kadın

Güçlü Kadın, duygularını saklayan mı ,
yoksa söyleyen mi ?
Acıyı dibine kadar yaşayan mı
Yoksa acıyı hissettiğinde kaçan mı ?

Etrafımdaki duvarlar o kadar yüksek ki,
savunma mekanizmam o kadar sert ki,
belki de sevgim gözükmüyor içinde.

Bir şeyi elde etmek mi güç,
yoksa elde edemesen bile sevmeye devam etmek mi ?
"Elde edemesen de sevmek" diye bir şey var mıydı,

Kaçınca azalıyor mu acılar
veya sonuç değişiyor mu ?
Kendi mutluluğunu başkasının yıkmasındansa
ellerinle öldürmek daha mı iyi
Ya da hep daha iyi mi sandım ben ??
biri bir parçanı söküp atıyorsa tekrar yeşeriyor belki
ama sen kopartıp attığında bir daha bulamıyor musun.

Sevgi ile gurur aslında aynı savaşın içinde değiller mi?
Yanlış şeyleri mi savaştırıyorsun ?
Bu yüzden mi ne acısı bitiyor, ne de savaşı

Anladım ki sevginin gücü tamamen kendine has,
kendine ait,
benim sahip olabileceğim kadar muazzam değil belki de
belki de en büyük hata o gücü kontrol altına almak...

Benim kullandığım güç, hiç bir şeye boyun eğmez,
değişmez,
karşılıksız sevmez,
beklemez...
Gururlu, inatçı, ölse de adım atmaz
yaklaşmaz.

Sevginin gücüyse,
karşılıksız,
sonu ne olursa olsun bir tek adım geri atmaz,
üzülecek diye kalbine dayayıp düşünmeden öldüremez kendini,
gururla işi olmaz,
sonunu da, tıpkı başı gibi DÜŞÜNMEZ !

Her duygudan ve histen ayrı bir yerde,
tek başına durur
ve tüm diğer duygular,duvarlar ne der diye düşünmez.



Kendi kaçmaz,
eğer son nefesini alıyor gibi hissedecekse
boğazında onun ellerini hissetmek ister.

Asıl güç,güçlü durmak değil
kaçmak değil
ağlamamak değil,

Asıl güç tüm duvarlarını kaldırıp
öylece durabilmek belki de

"Son" değişir mi peki ?
Onu henüz bende bilmiyorum...

Belki hep yanlış yaptım
belki de ilk defa doğru ???

5 Şubat 2012

Hayat Biliyor

Her şeyi kontrol etmek zorunda değilim
Ya siyah ya beyaz olmak zorunda değil hiç bir şey
Bir düşünceyi bir yere koymak zorunda değilim illa ki,
Acıyı bile yönetmem gerekmiyor 
Bazen kaybedeceğini bilerek bırakmam,
Bazen de kazanacağımı bilerek kaybetmem gerekiyor


Bunu ilk defa anladım ama,
Bazen doğruyu zaman biliyor
Hayat biliyor...


Her söylenen, her zaman doğru demek olmuyor
Çoğu zaman sevgi her sorunu çözüyor,
Aşkta her şeyi affediyor,
Gururla,savaşla,haklı olmakla mutlu olunmuyor


Mantığınla karar verip
Kalbinle mutlu olmak istiyorsan,
Ellerinle koşmak istiyorsun.
Ve sonunda sadece gereksiz yere yoruluyorsun.


Bazen doğruyu ben değil,
Hayat biliyor,
Zaman biliyor...


Bazen ben değil, belki de başkası biliyor.







2 Şubat 2012

Her şey güzel olsun ...



Her zaman karar verecek kadar güçlü,
kararlarının yanlış olduğunu gördüğünde de "olsun" diyeceğin kadar barışık ol kendinle
Bil ki yıkılan parçalar yine sende...


Sevgin, bu dünyadaki tüm maddiyatı çıkardığında hala,hatta eskisiden bile çok parlayacak parıltıda olsun.


Yaptığın iyilik,kimseye kendini borçlu hissettirmeyecek kadar gerçek olsun,
Gerçek senin içinde olsun.


Yalnızlık, hüzün değil,senin kendinle kalacağın en değerli zaman olsun.
En değerlin hep yanında olsun,
Değerini bilmek için daha fazlasına ihtiyacın yok, yanındayken geç olmadan hep yanında kalmaya ikna edecek kabiliyetin olsun.


Şansı çoğu zaman insan kendi yaratır,
ayağına gelmesini beklerken, yolunda altından öylece aktığını bilecek öngörün olsun.


Zaman uzunluğuyla değil içindekilerin güzelliğiyle ölçülür. Bu yüzden öylece yürüdüğünde, yolun sonuna kadar yürüsen de eline yorulmaktan başka bir şey geçmeyeceğini bil.


Bu hayat senin, elindeyken değerini bilecek aklın olsun.