18 Eylül 2013

Kararsız


 
Söyleyebileceğim çok şey,
susabileceğim çok sabrım vardı ...
 
Hangisini yapmam gerektiğine karar veremedim
Ve öylece geçti zaman ,tamda kalbimin üstünden
 
 
 


SIZIM

 
 
Sırlarım, sınırlarım var
Hiç söylemediğim sözlerim,
hayallerim seninleydi, artık saklı yaralarım da...
 
Ben giderken kalmıştım aslında,
Sen öyle git ki son nefesimi de kes istedim
Çünkü canlı kalırsam sende, hep sızılarım var...
 
 
 

26 Haziran 2013

Bana yazacak bir şey bırakmasan ...



Sanki hiç görünmeyen göz yaşlarının düşmesi gibi kağıda
Yazmak ağlamak gibi...

Düşünüyorum da
Kalbimden çıkıp gitmesi için ağlamam gerekirken
acaba defterlere mi hapsettim hepsini?

Empati kurmak, güçlü olmak, duvarlar örmek çok marifetmiş gibi gözükse de
sakladığım acıları sırtımda taşıyorum aslında
Duygusuz gözüken en sert yanımın içi kan ağlıyorsa hiç haberim olmadan
iç kanama geçiriyorsam sana gülümserken ... ? 
Öylece bulutların içinde bir gün nefesim kesilip kalırsam
şaşırmaz mısın?

O kadar uzun zaman oldu ki
bir kere başlasam ağlamaya durabilir miyim

üzüntümü sakladığım için;kendime
sevgimi sakladığım için ;karşımdakine zarar verdiysem
şimdi yine gelsem,
şimdi yine gelsen ve bana yazacak hiçbir şey bırakmasan





14 Mart 2013

Herkes Kendisinin Tanrısıdır ...

 
Ben sevmediğim şeyleri dile getiririm fakat bir şeyi sevmemek aslında kendini tanımak ve emin olmaktır asıl tehlikeli olan memnuniyetsiz olmak ve bir şeyi yapamayacağını düşünmektir. Karşındakini, hayatındaki olayları tamamen kendin yaratmana rağmen onları beğenmemektir. Bu da aslında tamamiyle kendini sevmemekle ve eleştirmekle aynı anlamdadır. Bazı durumlarda şans ta önemlidir fakat sadece elde etmek istediğin şeyin derecesini değiştirir, onu elde etmeni değil. Olanaksız diye bir şey yoktur sadece olanaklı olana ne kadar uzaklıktan baktığınla ilgilidir her şey.
 
Birini denemek dünyadaki en kötü şeydir, bunu bende yaparım ama en azından yapmamam gerektiğinin farkındayım. Aslında denediğin şey, korktuğun şeydir ve bunu denedikçe hayatını ve karşiındaki insanı o hale çevirme gücüne sahipsindir. Test ettiğin şey karşındakine olan şüphenle değil tamamen kendi korkularınla bağlantılıdır. Bu sadece bir düşünce olmakla kalmaz, yeşerttiğin tohumu hayatının içine atıvermiş olursun ve inan o tohum mutlaka bir gün ,bir ağaca dönüşür…
Dünya aslında tamamen senin korkuların,isteklerin ve beklediklerinden meydana gelir. Kısaca kendi dünyanı kendin yaratırsın, etrafındaki herkes bir yerde senin aynandır. Tabi hayatına soktuğun yanlış kişilerde hayatını bu doğrultuda olumsuz olarak etkiler. İşte bu yüzden bir adım atarken iyi düşünmek gerekir. Attığın tek bir adıma kader diyerek geçmek ne büyük bir yanılgıdır. Oysa o adım kader değil ,kaderini çizdiğin ve tüm hayatının yolunu değiştirdiğin bir imzadır. Belki mutlululuğun belki de en büyük cezandır.
Çok sevdiğim ve bir kez daha okumayı planladığım Tanrılar okulu kitabında der ki; "Düş, var olan en gerçek şeydir. Kişi başına gelen durumlara karşı tavrını değiştirdiğinde ,başına gelecek olayların doğası da zamanla değişecektir. Kendisini varlığını ,kendi düşüncelerini,ön yargılarını ve duygularını bilen kişi, geleceğini de bilir ! çünkü düşündüğümüz her şey yaşadığımız dünyayla bağlantılıdır. RUH DURUMUMUZ ,KENDİ KADERİMİZDİR."
 
Düşündüğünüz ,korktuğunuz her durum, hayatınızda ateşlenmiş ve gerçeğe dönüşmeyi bekleyen bir fişektir. Olumsuz gelişen olaylar, çelişen ve emin olunmayan duygulardan oluşur. Engeller ,sadece bizim yarattığımız emin olamama halinden ibarettir. Ve herkes yaptıkları ile gelen kaderi yaşar. Bu fikir benim hep içimi rahatlatır. Bir yerde her insan kendi cezasını bizzat kendi verir.
 
Kitapta da denildiği gibi "Gördüğümüz, dokunduğumuz her şey görünmeyenden doğar ve zaman onları görünür kılar.  Gördüğümüz ve dokunduğumuz her şey ,tüm algıladıklarımız, “gerçek” diye nitelendirdiğimiz her şey, aslında duyularımızın görmediği bir dünyanın, yaşam düzlemimizi dikey kesen fikirler ve değerler dünyasının yansımalarından başka bir şey değildir. "
 
Hayatınızdaki her şeyi ve gelecekte olan her durumu kendinizin yaratacağına emin olabilirsiniz. Siz koskoca dünyada ufacık yer kaplayan biri olarak görseniz de kendinizi aslında herkesin kendine ait bir dünyası vardır. Ve o dünyayı tamamiyle kendisi yaratır. Kısacası herkes kendisinin Tanrısıdır. Bilin ki, isyan ettiğiniz her şey, tüm korkularınız, başınıza gelen her kötü durumda Tanrıya veryansın etsenizde aslında hepsi kendi kendinize verdiğiniz bir cezadır. Bu cezayı hak edip etmediğinizi düşünmeli ve eğer hak etmiyorsanız bu durumu olumlu yönde değiştirmelisiniz. Nasıl mutlu olacağınızı en iyi siz bilirsiniz, gurur, kıskançlık,korkularınız kendi önünüze koyduğunuz engellerden başka bir şey değildir. Yanlış bir şey yaptığınızı en iyi kendiniz bilirsiniz ve yanlış olduğunu düşündüğünüz bir durum içersinde mutlu olmayı beklemeniz tamamen sizin hatanızdır. Tanrının ya da hayatın değil ... "Kader" olarak anlattığınız kavramın tüm gücü sizin elinizdedir. Bu gücü bilinçsiz kullanmak sadece bazı şeyleri yıkıp dökmeye yarar.
 
Bu gücü kullanmayı öğrenmedikçe hep kendiniz kırıp, başkalarına kızarsınız. Karşınızdakine suç atarak "hata" yı bulamaz sadece hatayı atacak birini bulursunuz. Oysa hataları düzeltmek için onları kendinizden uzaklaştırmak değil avucunuzun içine almanız gerekir.
 
Her şeyin bir çözümü ve yolu olduğu gibi güçlü ve mutlu olmakta büyüttüğünüz kadar zor değildir aslında. Her oyunda olduğu gibi bir stratejisi vardır sadece.
 

 

25 Ocak 2013

Uğra arada yalnızlığım ...


Twitter'ı ,dinlemeyi ve söylemeyi bölüp istediğimiz zaman yapabildiğimiz için seviyoruz. Oysa kendimizi sağlıklı ilişkiler kurmaya zorlamalıyız... : )

Sosyal medyayla artık hiç yalnız kalmadığın bir similasyonun içinde ,durup düşünmediğin hep bir şeyler söylediğin bir dünyada daha da bencil olmaya devam ...


Karşılıklı konuşmasan da listende kaç kişi varsa o kadar kişiye söylüyormuş gibi bir şey yaz, Facebook'a bir şey ekle ki arkadaşların yorum yazsın,beğensin. Her şey yalnız olmadığını başkalarına ve kendine kanıtlamak ile ilgili aslında ...

Halbuki yalnız olduğun zamanlar; kendinle yüzleştiğin,hayatında değerli olan her şeyin ne kadar değerli olduğunu hatırladığın, kolay bulunmaz dostlarını ve aşkını özlediğin, "biri gider biri gelir" egosunun ne kadar yanlış olduğunu, kıymet verdiklerinin aslında hayatının içersinde ne kadar önemli bir yerde durduğunu ancak olmadıklarında hatırladığın zamanlardır...

Yalnızlık aslında senin hayatında olan her güzelliğin değerini hatırlaman için ayrılan bir zaman... Ve bu zamanı kendine tanımadığında aslında hep yalnış kararlar alan, pişmanlıkla dost olan, egosu yüksek, hayatındaki güzellikleri küçük gören kibirli biri olarak çok başka bir yanlızlığa mahkum olursun...

Sevdiğin insana çektiğin rest, en alt seviyedeki anlayış ve fedakarlık ...bir similasyonun içersinde öyle kolay gelse de, ayıldığında her şey farklı olacak.







9 Ocak 2013

Tavsiye


Birine tavsiye vermek ne kadar kolay değil mi?
İçinde olmadan doğruyu görmek ne basit ...
Öyle kolay olmuyor işte
Hani iş körlüğü diye bir şey vardır ya, onun gibi

Hayatın bir sürü mutluluk ve mucizeyle dolu
körlüğünse ,büyük gözükse bile hatta olsa da tek bir sorunu tüm hayatına bağlamak

Öylece dur
ve sadece sevdiklerinle birlikte hayatta olduğunu düşün
neyin içinde olduğundan da çok,
orada nasıl ve kimlerle durduğun önemli aslında...

En dibe vurmanın güzel yanı hep yukarı çıkacak olmak derler
ama bu söz dipteyken değil çıktıktan sonra daha cesur söylenir
öyle bir dersin ki zavallı bir umutla değil
zaten geçti gücüyle...
Ve sen dipteyim derken bil ki hayatının en tepesinde olduğun insanlar var
Ve bil ki sen dipteyim derken aslında yatay bir yol üzerinde yürümektesin hala
sadece sırtında taşıdıkların az yada seni yoracak kadar fazla...
O yükleri bırakacağın zaman da gelecek

Eminim desem bana güvenir misin


Karar ...


Kararlarını neye göre verirsin?
Karar verilmez aslında alınır... Çünkü her kararın hayatına aldığın bir şeylerden oluşur. İyi ya da kötü...
Karar bir kabulleniştir bazen, bir feda ediş, bir aşktır bazen, bazen de başka bir şey işte ... belki de sen'sindir
Büyüdükçe anladım ki insanların kararları, göze alışları ya da alamadıkları onların iyi yada kötü biri olduğunu göstermez ve tek başına göze aldığında bazı şeyleri cesur olmaktan başka bir şey kazanılmaz bazen...
Yanlış yapan değil, kötülük yapan kötüdür.
İstemesen de her zaman bir şeyler için karar vermek zorundasındır aslında... Ve her zaman kararı alan vermemiştir.
Yanlış bir zamanda doğru bir insan'a yanlış bir şey yaparsın
Doğru bir zamanda yanlış bir insana doğru bir şey yaparsın
Ve her ikisi de aynı sonuca varır ...
Kısaca doğru kararı almak için bazen sadece sen yetmezsin, hayat taşları öyle bir dizer ki önüne
sen hangi yoldan gidersen git sonuç bellidir
belki de kader dedikleri budur...

Belki hayata bırakmak gerek bazı şeyleri,
Belki de kendin çizmek için uğraşmak
Kim bilir ...